Sık Sorulan Sorular

Saf titanyum ve titanyum alaşımları klinik olarak en iyi sonucu vermiştir. İnsan vücuduna alerji yapmaz ve kırılmaya karşı direnci vardır. Aynı zamanda paslanmaz ve ısıya dayanıklıdır. İnsan vücuduna hiçbir şekilde zararı yoktur.

Çenelerimizin büyüklüğüne ve çene kemiğimizin kalitesine bağlı değişmek üzere üst çenede 4-8 arası alt çenede 4 ya da 6 adet implant yeterli olmaktadır.

Çene kemiklerimizde (özellikle arka çiğneyici bölgelerde) yeterli kalitede kemik bulunmadığı durumlarda kemik tozu kullanıp kemik oluşturmadan ön bölgelerde kaliteli kemik bulunan bölgelere  (çene başına) 4 adet açılı implantlar konulup özel parçalarla üstüne sabit protez yapabiliyoruz.

İmplant yapıldıktan sonra çene kemiğini kaynaması (osteoentegrasyon) için alt çenede 2, üst çenede 3 ay beklememiz gerekir. Fakat özellikle hiç dişi olmayan hastalarda yahut ön diş eksikliği bulunan hastalarda implant yapımından sonra mümkün olan en kısa sürede geçici protez yapmak istiyoruz ki hastalarımız daimi kaplama yapılana kadar dişsiz gezmesin. İmplant yapımından sonraki 5 iş günü içinde  geçici protezleri bitirip takıyoruz. Hastamıza 3 ay geçici kaplama kullandırdıktan sonra hastamızı çağırıp daimi kaplamasını 1 haftalık süre içinde takıyoruz. Bu bir haftalık sürede provalar için 3-4 kez kliniğimize çağırıyoruz. Daimi dişler takılana kadarki süreçte hiç dişsiz gezdirmemiş, geçici dişleri kullandırmış oluyoruz.

İmplant yapıldıktan sonra implantın çene kemiğiyle birleşmesi için beklenmesi gereken süre üst çenede 3 ay, alt çenede 2 ay olmaktadır. Fakat bazı durumlar beklenmeden implant yapıldıktan 1 hafta içinde üst kaplaması takılabilmektedir. Bu duruma ameliyat sırasında karar verilmektedir.

İmplant yapımı için yeterli kalitede kemik yoksa kemik tozu ve membranlar ile kemik oluşturabilmek mümkündür. Kemik ögmentasyonu dediğimiz bu işlem ile kemik oluşturmak istediğimiz bölgenin büyüklüğüne göre ekstra bir ameliyat gerekmeksizin aynı anda implantlar da yapılabilmektedir.

İmplant üstü protezler oldukça hassas ve düzenli bakım isterler. Günde iki kez diş fırçalar gibi protezlerin fırçalanmasına ek olarak ağız duşu dediğimiz tazyikli su ile implantların olduğu bölgelerin ve kaplamanın alt (diş etine bakan) kısımlarının günde en az 1 kez temizlenmesi gerekmektedir.

Üst çene arka bölgede diş eksikliğine bağlı kemik kaybı olan ve implant işlemi için yeterli kalitede kemiği bulunmayan hastalarda kafatasımızda bulunan sinüs boşluklarımıza yapılan yükseltme işlemidir ve amacı istediğimiz kalitede kemiği oluşturup, implant işlemi için bölgeyi hazır hale getirmektir.

Yapılacak kaplama için kullanılan materyallerden birinin ismidir zirkonyum. Avantajı iste eski tip altyapısı metal, üstü porselen olan  kaplamalara göre oldukça estetik olmasıdır. Sebebi ise ışığı geçiren bir malzeme olmasından ötürü  dişi taklit edebilmesidir. Eski tip metal altyapılı kaplamalarda ise altyapı olarak kullandığımız metal alaşımının renginin siyah olmasından ötürü üstünde porselen olsa bile güneş ışığında alttaki metal yansımaktadır. Bunlara ek olarak zirkonyum diş uygulamasında hastanın sıcak soğuk hassasiyeti minimum seviyededir ve ışık geçirgenliği sayesinde zarif ve son derece doğal bir görünüm sağlanır. Metal altyapılı kaplamalara göre zirkonyum kaplamalar daha hafiftir ve diş etiyle doku uyumu daha yüksek olduğunda diş eti çekilmesine sebep olmaz. Sağlamlık anlamında da hiçbir sorun yaşanmayacak kadar yüksek performans sunan zirkonyum diş tatlarda değişim, ağız kokusu ya da diş eti problemlerine neden olmaz. Zirkonyum diş kaplamaların hastaya sunduğu bir diğer avantaj ise yüzeyi pürüzsüz olduğu için diş lekesi ve diş taşı gibi problemleri asgari seviyeye indirger.

Halk arasında yaprak diş yahut yaprak porselen olarak bilinen, gülüş tasarımında (Holywood smile) en sık başvurduğumuz tedavi şeklidir. Dijital ortamda hazırlanıp planlandığı için dişeti ve çevre dokularla uyumu çok yüksektir. Dişlerin şekillerini boyutlarını renklerini istediğimiz şekilde değiştirmemize yardımcı olan doğal dişin sadece ön yüzünden çok az bir pürüzlendirme ile de yapılabilen bir estetik tedavi şeklidir.

En önemli avantajlarından birisi işleme başlamadan işlem sonucunda nasıl bir görüntü sahibi olacağı hakkında bilgi vermek için hastaya mock-up dediğimiz geçici kaplama yapılmasıdır. Kişinin estetik beklentisini karşılayabilen, diğer diş ve diş etleri ile görsel olarak uyum sağlayabilen doğal diş ile neredeyse aynı görünümlü çok ince porselenlerdir. Yaklaşık 1 hafta içinde işlem başlanıp bitirilir.

• Ayrık diş, diastema dediğimiz dişler arası boşlukların kapatılmasında
• Dişlerde kırık ya da çatlak gibi defektler varsa
• Hafif çapraşıklıkların giderilmesinde
• Dişlerimizin renginden şeklinden birbiri ile oranından ve uyumundan hoşnut değilsek.
• Gülüş tasarımı dediğimiz dudak gibi yumuşak dokuların dişler ile uyumunu ayarladığımız daha kapsamlı yaklaşımlarda.

• Saç rengimiz, ten rengimiz gibi diş rengimiz de kişisel olarak değişiklik gösterebilir. Bazı insanların diş rengi genetik etkilerden ötürü yeterince beyaz değildir. Beyazlatma işlemi ile diş rengini 2-3 tona kadar 45 dakika içinde açabiliyoruz. İşlemin dişler üzerinde bir zararı yoktur; dişlerde aşınmaya,madde kaybına,ağrıya sebep olmaz. Çay, kahve, kola ve sigara gibi ürünleri tüketme sıklığını bağlı olarak 2 yıla kadar etkisi sürebilir. Daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir sonuç istendiğinde 6 ayda bir bakımı yapılarak işlem desteklenmelidir.

• Halk arasında diş sıkma (Bruksizm) olarak bilinen rahatsızlığı önlemek amacıyla çiğneme kaslarına enjekte edip kasın çalışma gücünü düşüren, dolayısıyla da diş sıkmayı önleyen işlemdir. Çiğnemeden zorluğa sebep olmaz. Yüzde herhangi bir değişikliğe yol açmaz ve ağrısızdır. Bu işlem sonrasında kısa süre içinde hem hastanın diş sıkma şikayetleri yok olur hem de dişlerin ve çene ekleminin diş sıkmaya bağlı göreceği zararın önüne geçilmiş olunur.

• Halk arasında yaprak diş olarak bilinen porselen laminalara bazı durumlarda alternatif olan, dolgu materyali olarak kullandığımız kompozitlerin ön bölgede estetik amaçla dişlerin görünümünü değiştirmek için yahut kırılan,hasar görmüş,renklenmiş,çapraşık dişlerin düzeltilmesi için kullanıldığı tedavi yöntemidir. En önemli avantajları ağrısız olmaları, dişin sadece ön yüzeyinde hafif bir aşındırma yapılmasından ötürü dişin orijinal yapısının ve bütünlüğünün bozulmaması ve tamirinin porselen laminalara göre daha kolay olmasıdır. En önemli dezavantajı ise porselen laminalar kadar estetik olmaması ve zaman içinde renklenmeleridir.

• Kanal tedavisi; dişin pulpa adını verdiğimiz damar ve sinirlerden oluşan canlı kısmının, diş çürüğü, travma, diş eti kaynaklı sebeplerden dolayı açığa çıktığı, zarar gördüğü, iltihaplandığı ve kendi kendine tamirinin mümkün olmadığı durumlarda uygulanan tedavidir. Tedavide, etkilenen pulpa (diş siniri) dokusu çıkarılır. Kök kanalı özel cihazlarla mekanik olarak, antibakteriyel solüsyonlarla kimyasal olarak temizlenir. Şekillendirilen ve temizlenen kanallar biyouyumlu kök kanal dolgusuyla doldurulur. Dişin çürük veya kırıktan dolayı zarar gören kısmı dolgu veya madde kaybının çok olduğu durumlarda kaplamalarla tamir edilir.

  Kuralına uygun yapılan bir kanal tedavisi oldukça uzun ömürlüdür fakat hassas bir işlem olduğu için kurallara birebir uyulmadığında başarı şansı düşmektedir. Lokal anestezi altında yapıldığı için ağrısız bir tedavidir.

• Zirkonyum yapılması gereken durumları özetleyecek olursak;

  -  Eksik diş veya dişler olması durumunda köprü protezler yapmak zorunda olacağımız için

  -  Dişlerde çürük benzeri durumlar sonucunda büyük madde kayıpları varsa

  -  Dişlerde ciddi çapraşıklıklar olması durumda diş kesiminin fazla yapılması gerekeceği için

  -  Amelogenezis imperfekta gibi diş minesi rahatsızlıkları veya ciddi renklenme problemi olan dişlerde rengi maskelemek için zirkonyum kaplamaları tercih etmemiz gerekmektedir.

   

   Porselen lamina tercih edebileceğimiz durumlar;

  - Gülüş dizaynı yapılacak alanda eksik diş olmaması

  - Dişlerde ileri seviye çapraşıklıklar olmaması,

  - İleri seviye bir renklenme problemi ve diş minesi hastalıkları olmaması durumlarında porselen laminalar ile gülüş tasarımı yapmak münkündür.